17 Haziran 2011 Cuma

Kürt Sanat ve Mimarisi

Mehrdad R. Izady
Mehrdad R. Izady Harvard Üniversitesinde Yakın Doğu Dilleri ve 
Uygarlıkları Fakültesinde Öğretim görevlisidir.
Tarih, Siyasal Bilimler ve Coğrafya alanlarında lisans yapan Izady,
Uluslararası Olaylar, Coğrafya ve
Ortadoğu Çalışmaları alanlarında mastır yapmıştır.
Doktorasını Colombia Üniversitesinde,
Ortadoğu Çalışmaları üzerine vermiştir. Bugüne kadar sayısız konferanslar veren Izady,
ABD Kongresi'nin Kürtlerle ilgili alt komitelerinde iki kez bilirkişi olarak dinlenmiştir.
Kurdish Times ile The Middle East Journal'da pek çok makalesi çıkmıştır.
Ayrıca Encyclopedia of Asian History 'ye de katkıda bulunmuş,
Kürtlerin dağılımını gösteren haritalar yayımlamıştır.


Bu yazı, Prof.Dr.Izady’nin önemli çalışmalarından olan “Kürtler: Bir el Kitabı” adlı kitabından alınmıştır.
Şehircilik ve yerleşim ,ziraatın ve hayvancılığın keşfine ve gelişmesine kadar bekledi. Ziraatın bulunması ve hayvanların evcilleştirilmesiyle zorunlu olarak kalıcı yerleşim mekanları ve evler, ekili arazilerin olduğu verimli topraklarda inşa edildi. Bilinen en erken döneme ait ipuçları, insanların el yapımı inşa ettikleri mekanlar, ziraatın bulunmasıyla yerleşilmiş olan alanlardır. Alınan en eski mimari bilgiler PROTO-NEOLITIC (I.O 9300-8500) dönemine ait QERMEZ DERA ve KARIM SHAR merkez Kürdistan’da ve eski Kürt şehri olan JERICO da bulunuyor. Bu binalar, yarısı yere gömülü olan ve yuvarlanmış çamurdan yapılan kulübeler şeklinde inşa edilmiştir. Kalıplar içerisinde çamurdan yapılan tuğlalar Kurdistan’da bulunuyordu ancak Jericoda keşfedilmemişti.

HALAF Döneminde (I.O 6000-5400 begin_of_the_skype_highlighting 6.000 / 5.400 ) ev inşaatları, bir kere daha eskiye dönük THOLOI denilen daire şeklindeki planlardı. Çok odalı ev planı olan 2000 yıl önceki dikdörtgen planlar kullanılmamıştı. Bu evler daha küçük, 4,5 m –7,5 m çapında daire, küçük tek aileye hizmet veren evlerdi. Yanlarına ilave olarak evcil hayvanlar için dikdörtgen planlı inşa edilmiş mekanlar vardı. Evlerin yapı malzemeleri birbirinden farklıydı, yağışlar, iklim, toprağın yapısı yani zemine göre malzemeler farklılık gösteriyordu.. Çamur tuğla yontulmuş taş ve kereste çeşitli şekillerde kullanılmıştı. Çamur evler kubbe şeklinde, tavan, çamur ile inşa edilirken, diğer değişik tarzda tavanlarında yapıldığına dair izlere rastlamakta mümkün olmuştur.Yarım Tepesinde olduğu gibi, düz tavanlar için ahşap kiriş ve mertekler kullanılmıştır. Modern Kürt köy mimarisinde çamur tuğla ve kubbe tavanlar kurak bölgelerde inşa edilirken, moloz taştan yapılmış duvarlı ve ahşap kirişli çatılı evler, nemli ve deniz seviyesinden yüksek olan bölgelerde daha çok tercih edilmiştir. Bu iki metodun karışımları günümüze kadar gelmiş ve HALAF döneminde de çok görülmüştür.
Dışardan gelen MEDES ve Hint-Avrupa dillerini konuşan insanlar Kürtlerin tarihini, atalarını, sanat ve kültürünü anlamakta zorlanmadılar. Şehircilik elementleri ve mimarisinin tanımlanması için belgeler kolaylıkla elde edilebilmişti. Asur-Assyrian kuvvetleri tarafından kuşatılan Kürt Şehirleri sadelikten çıkarak, tepeler üzerinde genellikle yedi karışık dizayn edilmiş duvarlarla bölgelere ayrılan şehirler olarak değişmiştir. Sarayların ve tapınakların olduğu bölgelere inşa edilmiştir. Benzer şehircilik anlayışı, Heredod-Heredotus’tan alınan bilgilere göre meşhur bahçe saraylarının (MEDES OF HAMADA) etrafında görülen zengin renk armonisiyle baştan başa boyanmış duvarlarla (altın, gümüş, mavi, beyaz, mor, kırmızı ve siyah) geliştirilmiştir. Duvarların aralarına halk evleri, bahçeler, çiçeklikler ve tahminlere göre çiftlik hayvanları için barınaklar inşa edilmiştir. Bu dizaynlar eski İranlılardan en çok ta ‘ortada olan’ anlamında “duvarlarla çevrili alanlar”, modern anlamda “cennet”tum, Avrupa dillerinde, firdevs (cennet) olarak da Kur’an da geçiyor. Modern Farslılarda “Jaliz” sebze bahçesi, Kürtçe’de “parez” yine ‘sebze bahçesi’ anlamında ve Goran-i Kürtler’de de “pardez” ‘çiçek bahçeleri’ anlamını almıştır. Orta başkentin kalıntıları, dış duvarları daha çok kırmızı ve siyah gibi renklerden oluşmuş ve 1967’ye kadar orijinal “paradise” cennet” anlamıyla ayakta kalabilmiştir.
Renk kültürü, Kürt sanatında çokça kullanılırken, değişik dönemlerde ve şehircilikte her zaman harika bir zenginlik göstermiştir. Uzun yıllar sonra Mezopotamyalılar özellikle de Elamlar-Elamite, Asurlar-Assyrian ve Yeni Babiller-Neo Babylonian- minyatür dizaynla tüm Kürt kentlerini ve dağlarını süslemişler. Bunlar daha çok suni minyatür dağlar üzerine, karışık dizayn edilmiş, yerleşim yerlerinin en tepesindeki tapınaklarla kendisini göstermiştir. Modern Kürt köylerinden Xorsabad-Khorsabad, Kuzey Mısır’da duvarlar çok çeşitli renklerde boyalı ve Asur figür ve motifleriyle özellikle Dur Şurk-Dur Shurk’un figürleriyle süslenmiş Kürt renklerinin en iyi ve zengin uyumuydu.

Kürdistan

Nemrut Dağı (Kuzey Adıyaman) Kürt krallığının en önemli merkezi, başkenti, idi. Kürtlüğün tüm kriterlerini üzerinde taşıyan yuvarlak tepe, örnek inşa planları ve karmaşık renkli duvarlarıyla dizayn edilmişti.
Kuzey Kurdistan’da, Ortaçağ şehirlerinden Doğubeyazıt, Melek hükümdar-Lord of Angel- anlamında modern şehir, kayalık Ağrı Dağı’nın karşısında, çok büyük, gösterişli Saray Kompleksi, küçük özel camisiyle  Kürt Prens Ishak Paşa’nın 1784 de inşa ettiği şehir, günümüze kadar ayakta kalmıştır. Kompleks çok katlı, sağlam duvarcılık örneği kubbeler, minareler, birçok anıtsal kapı, değişik seviyede iç bahçeler(avlular) ve ahırlardan oluşuyordu. Sarayın artistik stili, Kafkaslardan, Farslılardan, Suriyelilerden ve Anadolu Mimarisinden oluşan elementlerle engin bir armoni oluşturuyordu. Ön Ariler-Pre Arian- Kürt yöneticilerinin sarayları yada Orta Asyalıların sarayları gibi yüksek ,kayalıklı tepeler üzerine kurulmuştu. Dış dekorlarda yabancıların etkisi altında kalınmış olsa da Kompleksin planları ve genel dizaynları klasik Güney Kürdistan’daki tepe üstü saray komplekslerine uygun görünüyordu. Doğu Beyazıt’ta üstyapı kalıntıları pek kalmamış ancak zemin planı, duvarlar ve sözde Sasani yapısı olan bu kalıntılar Ishak Paşa’nın Osmanlı kompleksleriyle Kuzey Kürdistan’da 2000 yıl sonra hala ayakta kalmayı başarmıştır.
Ishak Paşa’nın bu kompleksleri, içinde bulunduğu yüzyılın ilk on yılına kadar korunmuş ancak Xoybun-Khoyboun ayaklanması sırasında, saray yağmalanmış ve bir kısmı Türkiye Cumhuriyeti güçler tarafından kuşatılmıştır. Her şeye rağmen bazı kalıntılar günümüze kadar ayakta kalmıştır.

Süleymaniye’nin yıkımından sonra Hamid Bey’in tüm önemli sarayları son prens olan BABAN’ın Irak devrimi döneminde 1958’de Leydi Lila’nin Halepçe’deki sarayını elde etmesiyle en son geleneksel zengin Merkezi Kürt Mimarlığının son kalıntıları da harap olmuştur. Ayrıca 1988 deki savaşlarla tarihi Halepçe şehrinde birçok eser yok edildi. Gösterişli malikanelerden olan ARDALANS ve SANANDAJ saraylarının görüntüleri değişmesine rağmen bazı kalıntılar günümüze kadar ayakta kalmıştır. Bu binalar 1867 de ARDALANS’ın ortadan kaldırılmasıyla hükümet binaları olarak kullanılmıştır. İç dizaynları bürokratik fonksiyonlar için yeniden düzenlenmiş ve onarılmıştır. Bu büyük malikanelerden bir tanesi de özenle inceden inceye restore (onarım) edilmiş ve su an SANANDAJ Müzesi olarak hizmet vermektedir.

Bütünüyle bu prenslerin zengin dönemlerinden kalan kalıntıların ana inşaat malzemesi taştı. Güney ve Doğu Kürdistan’da Farslıların etkisindeyken tuğlalar çok kullanılmış, taşlar genellikle tuğla şeklinde kesilmiş ve sabitleştirmede kullanılmıştır. Kuzey ve Bati Kürdistan’da, büyük yapılarda daha çok taş duvar blokları kullanılmış, aralarına herhangi bir aplikasyon uygulanmamıştır. Moloz taşlar özel (şahsa ait) küçük evlerde ve köy kulübelerinde kullanılmıştır. Görkemli, siyah büyük bazalt taşların Diyarbakır şehrinin duvarlarını süslediğini Yunan-Romalı yazarlar dile getirmişlerdir. Kürt Mimarisin ve şehir planlaması çalışmaları için ayakta duran ip uçları araştırmalar için hala büyük mesafelerin katedilebileceğine işaret ediyor.

Kaynak
Prof. M.R. Izady, ”The Kurds:A Concise Handbook”, 1992
Yararlanılan makale ve bibliyografiler:
-E.J. Keall, ”Qal’eh-i Yazdigird.A Sasanian Palace Stronghold in Persian Kurdistan,”
Iran V (1967);
-E.J. Keall, “Qal’eh-i Yazdigird : The Question of its Date,“Iran XV (1977);
R.H. Dyson, “Architecture of the Iron I Period at Hasanlu in Western Iran and its Implications for theories of Migration on the Iranian Plateau,” in Le plateau iranien et i’asi centrale des origines a la conquete islamique (Paris Colloques intermationaux du centre national de la recherche scientifique,No.567,1976);
-T. Cuyler Young, “Thoughts on the Architecture of Hasanlu IV,”Iranica AntiquaVI(1966); C.L. Goff,“Excavations at Baba Jan, the Architecture of the East Mound“ Iran XV(1977); Glenn M.Fleming,“The Ecology and Economy of Kurdish Villages,“Kurdish Times N1-2 (1991) www.xelkedondurma.com

Antik Kürt Mimarileri ve Medeniyeti

Kürt Mimarisi ve Medeniyeti
Ksenefon ve Kürt Evleri

Atinalı ünlü filozof ve tarihçi Ksenefon (M.Ö.430-355) Anabasis (sefer) adlı eserinde Kürt köyleri hakkında şunları anlatmış: *Kürd köylerinde, Kürd evlerinin çok güzel olduğunu, bol yiyecek bulunduğunu ve bu evlerde bolca şarap bulduklarını, şarap saklama sarnıçlarının sıvalanmış iyi sarnıçlar olduğunu yazmış. Yani, Kürdlerin çok modern ve gelişmiş bir toplum olduğunu anlatmış. Med Kalesi Phraaspa Med İmparatorluğun Başkenti Gazaka (Gazaca) idi. Azerbaycanda (Atropatene) 2005 yılı, Nisan ayında, Phraaspa adında Med Kralının kalesi keşfedildi. Phraaspa Kürt dilinde “Çok atlı olan” demektir. Yani çok atı olan Med kralı kastediliyor. Bir ek de şu; o dönemlerde Medler geçimini atlar sayesinde sağlıyordu. Kalenin bulunduğu aynı yerde yoğun bir Kürt nüfusu hala mevcuttur. Strabo ve Kürt Eserleri Ünlü Yunanlı tarihçi, felsefeci ve coğrafyacı Strabon (Latince: Strabo) M.S. 1 yüzyılda "Coğrafya" (Geographika) adlı eserinde Kürtlerin mükemmel mimar olduklarını resmen Kürt kelimesini kullanarak yazmıştır.
Geography Of Strabo, 14. Kitap, s. 161-62 Madde 24: Dicle nehrinin bulunduğun yerlerin Kürtlere ait olduğunu söylüyor. Gordyaei (Gordyaea) bölgesine de değinen Strabon, bu bölgenin antiklerin “Kardukhi” dedikleri aynı yöre olduğuna işaret eder. Strabon, Gordyaei’ye dahil yerleşmeleri Sareisa, Satalca ve Pinaca şeklinde saymakta ve mükemmel yapı ustası ve kuşatma makineleri yapmada uzman olduklarından dolayı ün salmış Gordyaeiler’in bu sebeple Artaxiad hanedanlığının en ünlü kralı olan Tigranes (Tigran II) tarafından hizmete alındıklarını, Gordyaea ülkesinin en büyük ve en iyi parçasının Roma generali Pompey tarafından Tigranes’e verildiğine işaret etmektedir. 24. Maddenin ingilizce metni:Gordyaeans had an exceptional repute as master-builders and as experts in the construction of siege engines. Bugün tarihi Kürdistanda bulunan yapıtların önemli bir kısmıda Kürdler tarafından inşa edilmiştir. Plutarch, Kürt Kralı Zarbienus ve Sarayı Yunanlı tarihçi Plutarch (Mestrius Plutarchus) M.S.1. yüzyılda yaşamıştır. Plutarch, ünlü çalışması “Parelel Yaşamlar” (Bioi paralleloi) adlı eserinde Kürt Kralının Sarayı olduğunu yazmış.
Plutarch/Hayatlar/Lucullus, Bölüm 36: Yunanlı tarihçi Plutarch M.S. 1. yüzyılda, Kürdistan kralı Zarbienus’un Ermenistan kralı Tigranes’in baskısına karşı ittifak için Roma konsolosu Appius Claudius yoluyla Roma generali Lucullusla gizlice irtibata geçtiğini aktarmış. Fakat bu durumdan haberdar olan Tigranes, Kürt Kral Zarbienusu, karısını ve çocuklarını Romalılar Ermenistana girmeden önce suikast düzenleterek öldürtmüş. Plutarch, Kürt Kral Zarbienus’un sarayında çok fazla altın, gümüş ve üç milyon ölçek mısırdan oluşan büyük hazine bulunduğunu yazmış. Plutarch burada resmen Kürt Kralı Zarbienus’un SARAYI olduğunu yazıyor. 2200 yıl önce Kürtler Kral Zarbienus için SARAY inşa etmiş. Sophene Zaza Kürt Krallığı ve Şemşat Kalesi Gelelim Zaza Kürtleri tarafından kurulmuş Sophene Krallığına. Sophene Krallığı bugünkü Elazığ-Dersim bölgesine tekabül ediyordu. Sophene Krallığının başkenti Şemşattı. Kürt dilinde Güneş-Şehir, Baş-şehir anlamına gelir. Kürtçe Şem “Gün/Güneş” demektir. “Şat” ise İrani bir kelime olup şehir kelimesinin en eski şeklidir. Şemşat, Elazığ’ın Palu sınırları içerisinde, Murat ırmağının Güney kıyısındadır. Palu merkez bucağa bağlı Xaraba Köyü'nün Şupani krallığının tarihi başkenti olduğunu aynı yerdeki Şemşat Kalesi mevcuttur.

Günümüzde ismi 'Örencik' olarak değiştirilmiştir. Burada Kürtlerin Kalesi olduğu açıkça ıspatlanıyor.

Büyük Diyarbekir Surları
Mervani Kürt Devletinin Diyarbakirde (Amed) 1000 yıllarında inşa ettirdiği büyük Diyarbekir Surları Dicle Köprüsü (On Gözlü Köprü) Amed surlarının hemen dışında, Dicle nehri üstünde tarihi bir köprü vardır. Halkın değişiyle “On Gözlü”, kaynaklara göre de “Dicle Köprüsü”. Dicle Köprüsü, Diyarbakır’ın güneyinde eski Silvan yolu üzerinde yer almaktadır. Kesme bazalt taştan on gözlü olarak inşa edilmiştir. Köprünün üzerindeki kitabede Hicri 457 (M.S.1065) tarihinde Mervani Kürt Devleti Hükümdarı Nizamüddevle Nasr’ın zamanında inşa edildiği ve mimarisinin Yusuf oğlu Ubeyd olduğu yazılıdır.

Mahmud al Kurdi Camiisi Kürt Beyi Mahmud Al-Kurdi tarafından 1395 yılında Mısır’ın başkenti Kaire şehrinde inşa ettirilmitir.

Abdaliye Medresesi ve Mem-u-Zin
Mir Abdal camii olarak isimlendirilen medrese 1437 yılında Cizre Azizan Beyi Emir Abdullah İbn Abdullah İbn Seyfettin Bohti tarafından yaptırılmıştır. Şair ve yazar Şeyh Ahmed Hani tarafından manzum olarak kaleme alınmış olan aşk hikayesinin kahramanları Mem-u Zin ile bu aşkın engelleyicisi olan Bekir'in türbeleri caminin güney bölümü bodrum katındadır. Mem-u Zin arasında yaşanan aşk, Cizre Azizan Beyliği döneminde 1450 / 1451 (Hicri; 654) tarihlerine rastlar.
Bıyıklı Mehmed Paşa Camii ve Hamamı Diyarbakır'ın ilk valisi Bıyıklı Mehmet Paşa tarafından 1516-1520 yılları arasında yaptırılmıştır. Diyarbakırlı bir Kürt olan Bıyıklı Mehmed Paşa 4 Kasım 1515 tarihinde Diyarbakır Beylerbeyiliğine atanan ilk Osmanlı valisidir. Caminin hamamı maalesef bugüne erişmez. Evliya Çelebi Seyahatnamesi'nde bu hamama halkın "Kürtler Hamamı" dediğini belirtiyor. Medresesinden sadece kuzey kanat durmaktadır. Güneyine sonradan Şafıiler (Kürtler Safiidir) bir mescit eklediler. Paşa'nın İç Kale'ye bir Hükümet Binası eklendiğini Çelebi belirtiyor. Cami Diyarbakır'ın kuzeydoğu yönündedir.
Şerefiye Külliyesi ve Cami Şerefhanlar tarafından Bitlisde inşa ettirilmiş Camii ve Hamamlar mevcuttur. Şerefiye Külliyesi ve Camii : Bitlis Şehir Merkezinde yer alır. Medrese, camii, imaret ve türbe kısımlarından meydana gelmiş bir külliyedir. Kitabesine göre 1529 yılında IV. Şerefhan tarafından yaptırılmıştır. Mimari zenginliği ve özellikle giriş kapısındaki süslemelerle dikkati çekmektedir. İbadet saatleri dışında sürekli ziyarete açıktır.

Han Hamamı: Bitlis merkezinde Şerefhanlar’a ait olan Han Hamamı bu güne kadar varlıklarını koruyabilmişlerdir. Ayrıca kale üzerindeki Han Sarayı Hamamı ile Zeydan mahallesindeki Saray Hamamının ancak kalıntılarına rastlanabilmektedir.
II. Şerefhan Türbesi İhlasiye Medresesi çevresine kümelenmiş yapılardan en güneyde olanıdır. Kitabesi olmayan 15. yüzyılın 2. yarısında yapıldığı tahmin edilen yapı, kübik bir oturmalık üzerinde yükselen sekizgen prizma şeklinde bir gövde ve pramidal külahtan ibaret bir kümbettir. II. Şerefhan’a ait olduğu kabul edilir
Üç Bacılar (Anonim) Türbesi İhlasiye Medresesi çevresine toplanmış yapılardandır. Kitabesi olmayan yapının II. Şerefhan’ın kızlarına ait olduğu söylenir. Kuzey-güney doğrultusunda, dikdörtgen bir plan üzerine ve Bitlis’in tipik taşından yontma bloklarla inşa edilen türbe, ender rastlanan bir tiptedir. Kemerlerinin güzel kavislerinden başka bir mimari tezyinata sahip değildir.
Hasan Bey Medresesi
Hasan Bey Medresesi, Van Hakkari karayolunun Hoşap girişinde kuzeyindeki mezarlık içinde bulunmaktadır. Mahmudi Beylerinden Mirhasan Bey yaptırmıştır. Giriş kapısındaki kitabede 1563 yılında yaptırıldığı yazılmaktadır.
Gök Meydan (İhlasiye) Medresesi
Medrese, Selçuklular tarafından 1216 tarihinde yaptırılmıştır. Kitabesine göre 1589 tarihinde dönemin ünlü Kürt Bitlis hanlarından 5. Şerefhan tarafından onarılmıştır. Çağın değerli bilim ve sanat adamlarını bünyesinde yetiştiren bu şaheser üç ana bölümden oluşmaktadır. Medrese, klasik dikdörtgen şekilli, kubbesiz ve düz damlıdır. Son dönemlerde arkeoloji müzesi olarak kullanılmak üzere restore edilmiştir. Bahçesindeki ziyaretgah olarak kullanılan Şerefhanoğullarına ait Veli Şemsettin, I. Ziyaeddin Han, II.Şerefhan ve Üç Bacılar Türbeleri ile birlikte bir bütünlük arz etmektedir

Belek burcu surları
Bir suru siyah, bir suru beyaz taştan yapılma özelliği ile diğer surlardan ayrılan Belek Burcu 1596 yılında Cizre Azizan Beyi Şeref bin Muhammed Bid Hanabdal tarafından büyükdedesi Emir Belek bin Behram adına inşa edilmiş. Abdal Han Sarayı, Kütüphanesi ve Medreseleri 1611 yılında İstanbulda doğan Osmanlı gezgini Evliya Çelebi, Seyahatname’sinde aktardığına göre Kürdistana yaptığı geziler sırasında Bitlis Kürt beyinin sarayını ziyaret edip onunla tanışma fırsatı bulmuş. Bu bey o dönemde bölgenin en güçlü yöneticisi durumunda olan Bitlis Beyi Abdal Han’dır. Evliya, Abdal Han’ın derin bilgisine hayran kalmıştır. Bu çok kültürlü Bitlis beyinden ve onun çok zengin kütüphanesinden bölgenin tarihi ve kültürü üzerine detaylı bilgiler edinme fırsatını da bulmuştur. Evliya, Abdal Han’ı Seyahatname’sinde çok yönlü ve fevkalade yetişmiş, mükemmel bir insan olarak tanımlamıştır. O dönemde Bitlis Beyi Abdal Han’ın medreselerinde görev yapan bilim adamlarına ve sanatçılara değer verdiğini yazan Evliya Çelebi ayrıca bu kişiliklerin Bitlis’te kalmaları için Abdal Han’ın onları yücelttiğini onlara çeşitli değerli hediyeler verdiğini vurgulamıştır. Evliye Çelebi Abdal Han’ın sarayının banyolarının ufak detaylarını dahi kaydetmiş. Sarayın banyolarının çok büyük olduğunu, bütün pencerelerin bronz ve demir kafeslerle kaplandığını ve bahçeye doğru baktıklarını yazmış. Pencere kafeslerinin işlemeli olduğunu ve bunların Pers Hanları tarafından Tebriz’den gönderildiğini kaydetmiş. İşlemeli kabartmaların siyah kehribarla donatıldığını da yazmış.
Hoşap Kalesi
Van şehrinin güneydoğusundaki Hosap (Xoşap) kalesi iç kale giriş kapısı üzerindeki kitabesine göre Mahmudi Aşiretinden Kürt Beyi Sarı Süleyman Bey tarafindan H.1052 (1643) tarihinde inşa ettirilmiştir. Hoşap Kürtçe bir kelime olup “hoş su” veya “güzelsu” demektir. Giriş kapısının ve burçların ihtişamı ile ortaçağ şatolarına benzemektedir. Süleyman Bey tarafından “Kartal Yuvası Kayalıkları” adı verilen bir tepe üzerinde inşa ettirilmiştir. Kuzeyde ve batıda olmak üzere iki kapısı vardır. Asıl kalenin içinde 365 oda, iki cami, üç hamam, medreseler, çeşmeler, kuyular, ambarlar, saat kulesi, kuleler, fırınlar, su sarnıcı ve zindanlar bulunmaktadır. Van, Güzelsu, Hoşap Kalesi

Bersenki (İdrisiye) Medresesi
Zeydan Mahallesinin Kat Semtinde yer almıştır. Kitabesine göre 1664-65 yıllarında Abdal Han tarafından yaptırılmıştır.
Hoşap Köprüsü Hoşap'ın merkezine Van-Hakkari karayolunun kuzeyinde, aynı aı taşıyan akarsu üzerinde bulunmaktadır. 1671 yılında Hoşap Emiri Evliya Bey tarafından yapıldığı bilinmektedir. Kuzey ve güney doğrultusunda kurulan köprü 32 m uzunluğunda 6.30 m genişliğinde ve 5 m yüksekliğindedir.
İshakpaşa Sarayı
Osmanlı Valisi olan Kürt Beyi İshak Paşa tarafından yaptırılmıştır. Çıldır oğullarından II. İshak Paşa ile Çolak Abdi Paşa’ca 1685′te yaptırılan saraya, 1784′te son şekil verilmiştir. İstanbul Topkapı Sarayı’ndan sonra son devirde yapılmış sarayların en ünlüsüdür. İshak Paşa Sarayı şu mimari bölümlerden meydana gelir: 1- Dış cephe 2- Birinci ve ikinci avlu 3- Selamlık dairesi 4- Cami binası 5- Aşevi (Darüzziyafe) 6- Hamam 7- Harem dairesi odaları 8- Merasim ve eğlence salonu 9- Takkapılar 10- Cephanelik ve erzak odaları 11- Türbe binası 12- Fırın 13- Zindan 14- Bahçe 15- Mahkeme avlusu Saray bölümü iki kattan oluşmaktadır. 366 oda da bu iki kat içinde yer almaktadır. Ağrı, Doğubeyazıt, İshakpaşa Sarayı Dipnot: Agir kelimesi Kürtçedir ve “Ateş” demektir. Yani Kürtler Ağrı dağının binlerce yıl evvel yanardağ olmasından dolayı buraya “Agir” adını vermiş. Agrının diğer adı olan Ararat adı ise Kürtçe de “ateşin akarak geldiği yer” manasındadır.
Sıbyan Mektebi İdris-i Bitlisi tarafından 250 yıl önce Sıbyan Mektebi inşa ettirilmiş. Büyük Seyyah Evliya Çelebi, muazzam eseri olan seyahatnamede Bitlis’teki eğitimle ilgili olarak şunları yazmaktadır. “Başta Şerefiye, Hüsrevpaşa, Hacıbegiye Medreseleri olmak üzere birçok medrese camii bulunmaktadır. Sonuç Kürtlerin yüzlerce ve binlerce yıl evvel EVLER, SARAYLAR, KÜTÜPHANELER, CAMİLER, MEDRESELER, KALELER ve SAVAŞ MAKİNALARI YAPMIŞ OLDUĞU BİNLERCE YILLIK KAYNAKLARLA ISPATLIDIR.
G A L L E R Y







Kurdish Lion of Elamits in Protoliterate period of Mesopotamia, 3000 AD (next)


Kalk stone, high 8.4cm, wide 6.2cm Gueunol collection of (next)



Mr. and Mrs Bradleyn Martin, Brooklyn-Museum. New York Journal of the (next)



The Guennol Lioness was found at a site in Kurdistan about 80 years ago (next)





American Oriental Society, Vol. 70, No. 4. (Oct.-Dec. 1950), 223-226.

The Guennol Lioness was found at a site in Kurdistan for about 80 years ago and seems to be brought by British archaeologist Sir Leonard Woolley and brought in 1931 by Joseph Brummer, a New York art dealer. In 1948, he sold it to New Yorker Alastair Bradley Martin and his wife Edith. The couple - who have Welsh origins, called their estate Guennol - which is Welsh for Martin. For most of the time since the Martins bought the lioness, it has been on permanent loan to New York's Brooklyn Museum.
It was carved by a craftsman from Elam, the ancient Kurdistan. At Sotheby’s New York, the Guennol Lioness, sold for a remarkable $57.161.000, a record for any sculpture at auction.




T-shaped columns which has recently been founded (2003) in Girê Navokê (Gobekli Tepe) in Ruha is consedering belongs to the eldest temple in the world, Age over 11000 years



This image has been resized. Click this bar to view the full image. The original image is sized 698x504.

World's eldest temple is built by columns in 3 m high. On the stones there are holly picture sign - hieroglifs (communication system) - elder than the Egyptian hieroglifs



This building is consedering to be the eldest construction which has ever been built by ancient people


The arkeologist from the German Arceological Institute (DAI) Dr Klaus Schmidt has found this interesting place in the history of our civilisation


The worlds eldest statue has been found in this historical site. The statue is possibly the God of fertility because he is holding his pouch which has been considering the symbol of fertility in the ancient world. The arrow, the male sex organ and the first letter in the alphabet A. All these 3 things representing the God in the ancient society..



Whole the historical geografy of ancient Kurdistan (Northern Mesopotamia/Fertile Crescent) is considering to be the cradle of mankind






Pira Dehderi 'The 10-Doors Bridge' on the Tigris river which is built by Romans, outside of Amida (Diyar Bekr)




Kurdish Wall Carpet Art in Zakho, Iraqi Kurdistan



The mosaic of the Amazona Penthesileia, has been found in Haleplibakhce Garden in Ur-Ha (Ru-Ha/Urfa) city town at January, 2007. The item is a mosaic table from the 4th century AD. Historical Kurdistan - the ground of civilisations (Northern Mesopotamia) shuld be open for the INDEPENDENT arceologs, historians and scients. But the regimes not allowing this. Every historical object the arkeologists finding, it describes the objects from the Arabic, Armenian Assyrian or Turkish rules! This is a rasistic and non-acceptable crime against the legacy of the humanity.



The quarry of the Amazona Penthesileia




The horse of the Amazona Penthesileia



The mosaic floor which is from the Roman era found in the city of Ur-Ha (Ru-Ha/Urfa)




The historical ruins in Kommagene (the thrones of the Gods and Godies), in Kurdish Semsour (Adiyaman)




The historical ruins in Kommagene (the thrones of the Gods and Godies), in Kurdish Semsour (Adiyaman) ©-ROXANE PHOTOS




The historical ruins in Kommagene (the thrones of the Gods and Godies), in Kurdish Semsour (Adiyaman)



The historical ruins in Kommagene (the thrones of the Gods and Godies), in Kurdish Semsour (Adiyaman)




The historical ruins in Kommagene (the thrones of the Gods and Godies), in Kurdish Semsour (Adiyaman) ©-ROXANE PHOTOS






The historical ruins in Kommagene (the thrones of the Gods and Godies), in Kurdish Semsour (Adiyaman)




The historical ruins in Kommagene (the thrones of the Gods and Godies), in Kurdish Semsour (Adiyaman)




An ancient temple in Kurdish Antakia, ©-ROXANE PHOTOS




An ancient temple in Kurdish Antakia, ©-ROXANE PHOTOS

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

.

.

.

.

  © Blogger template 'Minimalist H' by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP